İstanbul’un kültürel ikonunu yeniden tasarlamak
Taksim Meydanı, İstanbul, Türkiyeİstanbul Taksim Meydanı’nın önemli mihenk taşlarından biri olan Atatürk Kültür Merkezi, başarılarının yanı sıra yaşadığı çeşitli problemlerle de kent hafızasında yer etmiş bir yapıdır.
Ülkenin yakın tarihinde performans sanatları merkezi olarak kültürel bir sembol haline gelen yapının inşası ilk olarak 1946’da önerilmiş ve tamamlanması 23 yıl sürmüştür. Ancak tamamlandıktan yalnızca 19 ay sonra yangın nedeniyle kısmen hasar görmüştür. İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olarak seçilmesiyle birlikte 2010 yılında yenilenen binanın 2018’de yeniden inşa edilmesi gerektiğine karar verilmiştir. Yeni projenin, orijinal binanın mimarı Hayati Tabanlıoğlu'nun oğlu Murat Tabanlıoğlu tarafından tasarlanmış olması dikkat çekici bir detaydır.
Zor olan, sadece bu sevilen kent simgesini yeniden inşa etmek değil, aynı zamanda onu çok işlevli bir mekana dönüştürmekti. Merkez, bir konser salonu olmanın yanı sıra, tiyatro, sinema,, kongre salonu, kütüphane, müze ve sanat galerisi haline gelecek, pek çok kafe ve restoran alternatiflerini de bünyesinde barındıracaktı.
Bu aynı zamanda, yapının daha davetkar, daha erişilebilir ve daha kapsayıcı olması, dış dünyayla ve özellikle Taksim Meydanı ile daha fazla bağlantılı olması gerektiği anlamına geliyordu. Ancak yine de orijinal binanın varlığının ve ruhunun korunması gerekiyordu. En önemlisi orijinal cam cephenin yenilenmesiydi.
Murat Tabanlıoğlu: “Atatürk Kültür Merkezi’ninson durumu ihtiyaçları karşılamıyordu. Biz de şehrin toplumsal hafızasına sadık kalma ilkesiyle 60’lı yıllardaki boyutlarını ve sembolleşmiş ön cephesini koruyarak yapıyı 21. yüzyıla taşıdık.”
“Bir kültür kuruluşunun ve yapısının ihtiyaç ve işlevleri zaman içinde değiştiği için mekansal olarak güncel çözümlemelerle yenilenmesi gerekiyordu”, Murat Tabanlıoğlu.
Yeni ön cephe, aynı modernist tasarım, ölçek ve orantı kullanılarak tamamen orijinalinden esinlenilmiş.. Cephede değişen ve binanın amaçlarına ulaşmasına yardımcı olan husus, Guardian’ın sunduğu SunGuard® SuperNeutral™ yüksek performanslı camın kullanılmasıdır.
Güzel ve doğal bir görünüme sahip olan SunGuard® SuperNeutral™ 70/37, yeniden tasarlanan cepheyi daha şeffaf, daha açık ve davetkar hale getiriyor. SunGuard® SuperNeutral™ 70/37 yapının iç mekanlarını görünür kılarak ziyaretçileri içeri davet ediyor. Bu arada, camın yüksek ışık geçirgenliği, iç mekanı doğal ışıkla doldurarak binanın tam randımanlı kullanımını teşvik ediyor ve yapay aydınlatma ihtiyacını azaltıyor.
“Bir kültür kuruluşunun ve yapısının ihtiyaç ve işlevleri zaman içinde değiştiği için mekansal olarak güncel çözümlerle yenilenmesi gerekiyor” diye açıklıyor Murat Tabanlıoğlu.
SunGuard® SuperNeutral™ 70/37 ayrıca yüksek güneş kontrolü ve düşük emisyon sağlıyor. Böylece, yıl boyunca doğal ışık seviyesinin artmasına, kış ve yaz mevsimlerinde de yalıtıma yardımcı oluyor. Dolayısıyla, sıcaklığın genellikle yüksek olduğu İstanbul’da böylesine muazzam bir cam cepheye sahip olmak yapının önemli avantajlarından biridir.
Murat Tabanlıoğl: “Böyle bir mirası devralmış olmak mutluluk vericiydi ve elbette bu kültür yapısının Türkiye ve dünya için kalıcı olmasını hedefledik”
Yapının tasarımında sürdürülebilirlik önemli bir mimari hedefti ve SunGuard® SuperNeutral™ 70/37 özellikleriyle bu hedefe ulaşmamıza yardımcı oldu. Cam, yeni yapının cephesinde gün ışığını en üst düzeye çıkartıyor, yüksek düzeyde güneş kontrolü ve ısı yalıtımı sunarak enerji tüketiminin azaltılmasına yardımcı oluyor.
Murat Tabanlıoğlu için babasının mirasını İstanbul halkı için yeniden inşa edebilmek ve kültürel varlığını koruyabilmek çok özel bir misyondu. Atatürk Kültür Merkezi, çağdaş kültürel korumanın önemli bir örneği olarak dünyaya maloldu. Böylesine hassas bir yeniden inşa eylemi için tarih, işlev ve mimari tasarımın dikkate alınması gerekiyordu.
“Böyle bir mirası devralmış olmak mutluluk vericiydi. Bunun ötesinde tabii ki bu kültürel yapının Türkiye ve dünya için kalıcı olmasını hedefledik.” Murat Tabanlıoğlu, “Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından bu proje üzerinde çalışmak üzere davet edilmekten büyük heyecan duydum” diyerek sözlerini sonlandırıyor.